14 Kasım 2016 Pazartesi

Kıymalı Lazanya

Merhabalar,

Bugün sizlere Kıymalı Lazanya tarifi vereceğim. Garfield kadar sever misiniz bilmem ama biz ailecek bayılırız...Hem lazanyaya hem Garfield'a :))

** Lazanya için Barilla'nın lazanyasını tercih edebilirsiniz. Ön pişirme gerektirmeden kullanılabiliyor.

** En son kat için kendinize hazırlamış olduğunuz beşamel sostan biraz ayırmalısınız, tarifin sonunda "Aaaaa beşamelim bitti ama!" demeyin.. ;)




Kıymalı sosu için:
1 orta boy kuru soğan
4 yemek kaşığı zeytin yağı
300 gr kıyma
2 adet orta boy havuç rendesi
2 adet domates rendesi
1 yemek kaşığı salça
Yarım çay kaşığı karabiber
Bir çay kaşığı tuz

Beşamel sos için:
50 gr tereyağ
2 çorba kaşığı un
3 su bardağı süt
Bir tutam tuz + 1 tutam karabiber

Üzeri için:
100 gr kaşar peyniri rendesi

Öncelikle yemeklik doğradığımız ya da rondodan çektiğimiz soğanı zeytinyağı ile kavuruyoruz. (Tercihe göre çiçek yağı da kullanılabilir)
Sonra içine kıymayı ekleyip biraz suyunu çekinceye kadar orta ateşte kavuruyoruz. (6-7 dk kadar)
Havuç rendesini ilave ediyoruz ve tencerenin kapağını kapatıp biraz pişmesini bekliyoruz.
Havuçlar yumuşayınca içine domates rendesi + salça + tuz ve karabiber ekliyoruz, güzelce karıştırıp altını kısarak biraz daha pişiriyoruz.

Bütün bunlar olup biterken:
Tereyağını eritip içine unu ekliyoruz ve topak olmaması için sürekli karıştırıyoruz. (Yumurta çırpıcı bu işlem için en iyisidir)
Mis gibi tereyağı ve un kokusu çıkınca içine 3 bardak süt ekliyoruz ve yine sürekli karıştırarak sütün kaynamasını bekliyoruz.
Süt kaynadıktan sonra bu karışıma karabiber ve tuz ilave ediyoruz.
Ocağın altını kısıp soğumaya bırakıyoruz.

* Soğurken çok katılaşırsa içine süt ekleyerek biraz açabilirsiniz. Yaptığınız beşamel sos mercimek çorbası kıvamı gibi olmalıdır. Ne çok sulu, ne çok katı.

Soslarımız piştikten sonra kare bir borcamı yağlıyoruz ve içine beşamel sosun birazını döküp, tüm borcama dağıtıyoruz.
Bu beşamelin üzerine kıymalı sostan döküyoruz. Kıymalı sosun üzerine de iki adet lazanyayı yanyana koyuyoruz.
Lazanyalar ince uzun dikdörtgen şeklinde olduğu için iki tanesi yanyana konduğunda kare borcamı yeterince kaplamış oluyor.
Lazanyaların üzerine tekrar beşamel sos gezdiriyoruz, tekrar kıymalı sos ve yine lazanya...Bu şekilde soslar bitene kadar sıralama yapabilirsiniz. Bu ölçülerdeki bir tarife göre 4 kat olabiliyor.



En son sıra lazanyanın üzerine  kalan beşamel sosumuzu yayıyoruz ve üzerine kaşar peyniri rendesini ekliyoruz. Bu şekilde sıralama bitmiş oluyor.

NOT: Bu benim pişirdiğim lazanyanın sıralanış şeklidir. Bir de alternatif olarak size aşağıdaki tabloyu öneriyorum ancak bu tablodaki lazanyanın daha fazla malzeme gerektirdiğini söylemeliyim.


Hazırlamış olduğunuz lazanyayı önceden ısıtılmış 210 derece turbo fırının orta gözüne koyuyoruz ve 20 dk kadar pişmesini bekliyoruz.
Lazanyayı çıkardıktan sonra da  yaklaşık 10 dk bekleyelim, soğusun. Sonra afiyetle yiyebilirsiniz... :)









25 Ekim 2016 Salı

Aşure

   Merhabalar,

   Bilenler bilir, ben her sene aşuremi yapar, komşularıma dağıtırım. Böyle bir samimiyet, hoşluk oluyor. Pişirmesi de bana çok büyük bir mutluluk veren bir "Aş" tır aşure...
   Fakat ben öyle 1 kg lerden filan yapamıyorum, çünkü fazla pişirmek için bolca vakit lazım. Ben az olsun ama güzel olsun, lezzetli olsun istiyorum. Bu yüzden şimdi sizlere vereceğim tarif ancak yüksek bir düdüklü tencere kadar aşure içindir.


Malzemeler:
* 250 gr buğday
* Yarım su bardağı kuru fasulye
* Yarım su bardağı nohut
* 1 çay bardağı pirinç
* 150 gr tuzsuz fıstık
* 100 gr kuru kayısı
* 100 gr kuru incir
* 100 gr kuru üzüm
* 1 küçük paket karanfil
* 1 adet portakalın kabuğu
* 1 su bardağı süt
* 1 kg toz şeker

Kuru bakliyat ihtiva ettiği için aşureyi yapmaya bir gün önceden başlamak lazımdır.

Birinci gün yapılacaklar:
Bu aşağıda saydığım üç malzeme bir gece öncesinden hazır edilirse çok büyük kolaylık sağlamış olur sizlere. Zamanım yok derseniz hepsini ayrı ayrı düdüklüde de haşlayabilirsiniz.

1- Öncelikle buğdayı haşlıyoruz. İyice çiçek gibi açılsın. Haşlama suyu tencerenin yarısından biraz fazlası kadar olsun. Çünkü bu suya diğer malzemeleri katacağız ve gerektiğinde su ilave edeceğiz.
Haşlanan buğday iyice açılsın diye 1 gece tencerede suyun içinde beklesin.
2- Nohut ve fasulyeyi de ayrı ayrı kaynatarak en az bir gece suda bekletiyoruz.

NOT: Fasulye ve nohudu çok fazla haşlamayalım. Tüm malzemelerle birlikte tekrar ısı göreceği için fazla yumuşarlar ve dağılabilirler.

İkinci gün yapılacaklar:
 1- Buğdayımızın bulunduğu ve aşurenin pişeceği tencereyi ocağa alalım, orta ateşte kaynatmaya başlayalım. Kaynadıktan sonra altını biraz kısarak malzemeleri sırasıyla ilave etmeye başlayalım.
2- Tuzsuz fıstığımızı rondoda çekip (çok fazla çekmiyoruz, iri taneli kalsın) atıyoruz ve karıştırıyoruz.
3- Nohut ve fasulyenin sularını süzdürüp aşure tenceresinin içine atarak karıştırmaya devam ediyoruz.
4- 1 çay bardağı pirinci çok güzel yıkıyoruz ve bunu da karışımın içine atıyoruz, yine karıştırıyoruz.

Pirinçler pişerken:
5- Kuru üzümü bir taşım haşlıyoruz (1- ya da 1,5 su bardağı su yeterli olur)
6- Kuru inciri ve kuru kayısıyı da minik minik küpler halinde keserek bir taşım kaynatıyoruz (1- ya da 1,5 su bardağı su yeterli olur)
7- 1 küçük paket karanfili yarım su bardağı kadar bir suda kaynatıyoruz. (karanfil suyunu en son dökeceğiz. En başta döküldüğünde aşurenin rengini karartıyor.)

8- Kuru üzüm + kuru kayısı + kuru inciri içinde pişen sularıyla birlikte aşure tencerisine alıyoruz ve karıştırıyoruz.
9- 1 adet portakalın kabuğunu soyarak minik kareler şeklinde kesiyoruz. (Dilerseniz rendesini de katabilirsiniz. O kadar küçük ve ince parçalardan bahsediyorum yani) Bu kabukları da aşuremizin içine atıyoruz.
10- 1 su bardağı sütümüzü de ilave ediyoruz.
11- Tüm malzemeleri karıştırdıktan sonra kişinin damak tadına göre az ya da çok şekerli olacak şekilde şeker ilavesini yapıyoruz. Bu tarif için 1 kg den az olduğunda şekersiz oluyor.
12- En son olarak karanfil suyunu da içine atıyoruz ve ara sıra karıştırarak, kıvamını kontrol ederek pişiriyoruz. (Aşurenin içine karanfil atmıyoruz, çok acı bir tat verir. Sadece haşladığımız suyu koku versin diye kullanıyoruz.) Hatta kararmamasını garanti etmek için servis sırasında da ilave edilebilirsiniz bu karanfil suyunu. Tencereye dökmeniz gerekmiyor. Kişinin tercihine kalmış.

NOT : Pişen aşure bazen sulu olabiliyor bunun önüne geçmek için en baştan az su ile başlamak en garantili yöntemdir. (kuru üzüm vb.. sularını kattığımız için bir anda çok sulu bir kıvama gelebilir. Bu yüzden buğdayı haşladığımız suyu fazla abartmadan koymak gerekir.

Eğer yine de sulu olursa: Bir tatlı kaşığı nişasta ve 1 çay bardağı sütü karıştırıp kaynatalım ve aşuremize ekleyelim. Kıvam hemen koyulaşacaktır.

Bu tarifle yaptığınızda çok lezzetli bir aşure sizleri bekliyor olacak, bana güvenebilirsiniz.. :)
Süsleme için ben nar tanesi , hindistan cevizi ve fındık kullanıyorum. Şimdiden afiyet olsun!





26 Eylül 2016 Pazartesi

Salatalık Turşusu


Herkese merhaba,

Bloğuma eskisi kadar tarif eklemediğimin ben de farkındayım değerli takipçilerim. Ama zaman salatalık turşusu yapma zamanıdır dedim ve sizlere hemen tuşu tarifimi yazmak istedim.Eylül bitmeden siz de turşularınızı hazırlayın derim..:)








Malzemeler:

* 5-6 kg turşuluk salatalık (fazla vakti olmayanlar çok miniklerinden almasın. Temizlemesi zor ve zahmetli)

* İri taneli tuz
* Sarımsak (orta boy kavanoz başına 5-6 diş olacak)
* Üzüm sirkesi (en az 1 litre bulunsun elinizin altında)

- Öncelikle salatalıkları bol suda yıkıyoruz ve kumlarının iyice gitmesini sağlıyoruz.
- Yıkanmış salatalıkların her birini iki ucunu da bıçakla keserek düzeltiyoruz. (uçlarındaki minik püsküller gitsin diye)
- Sarmısakları ayıklıyoruz
- Hazırladığımız salatalıkları ve sarmısakları kavanozların içine dolduruyoruz. (doldururken ara sıra kavanozu sallayalım ki kavanoza maksimum adette salatalık konabilsin)

- PÜF NOKTASI : Salatalıkla dolu olan tüm kavanozları ağzına kadar suyla dolduruyoruz. Sonra bu suları tencereye aktarmak için litrelik kavanoz ya da 1 litrelik herhangi bir kap kullanıyoruz. (Tencerede kaç litre suyun birikeceği çok önemli. Bu yüzden litrelik kullanıyoruz çünkü ona göre tuz ve sirke oranlanacak)

 Ölçümüz : 2 litre suyun içine silme 1 çay bardağı tuz  + silme 1 su bardağı sirke.

- Tencereye aktarmış olduğumuz bu suyun içine orantılı bir şekilde sirke ve tuz ilave edilir ve bu su kaynamaya bırakılır.  (tencereye aktarılan su miktarı her zaman tam iki litre olmayabilir, kaç litreyse sirke ve tuz oranı ona göre ayarlanmalıdır)

- Su 2-3 dakika kadar kaynadıktan sonra kaynar halde kavanozların içine geri dökülür ve eş zamanlı olarak kavanozların ağızları sıkıca kapatılır. 
- Kavanozlar soğuyuncaya kadar üst üste konarak bekletilir.
- Soğuyan kavanozlar karanlık ve serin bir yerde yaklaşık 3 hafta kadar durmalıdır (En az 2 hafta dursun zaten)
- Salatalıklar sarardığında ise turşumuz oluyor demektir. 3 haftanın sonunda kontrol etmek için tadına bakabilirsiniz, şimdiden afiyet olsun! :)









1 Ağustos 2016 Pazartesi

Tavuk Kanadı pişirmek için alternatif bir tarif...


Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba!

Size vereceğim bu tarif ile son derece lezzetli tavuk kanatları pişirebileceksiniz.
Ben sos mos sevmem, öyle sade yerim diyenler bir kenara ayrılsın..Bu tarif her türlü dip sos, ıvız zıvır ne varsa kullananlara gelsin!

Malzemeler:

- 20 adet tavuk kanadı
- 1 çorba kaşığı tuz
- 1 çorba kaşığı toz kırmızı biber
- 2 çorba kaşığı zeytinyağı
- 1/2 su bardağı barbekü sos (marketlerdeki hazır soslardan alabilirsiniz)
- 2 çorba kaşığı ketçap
- 1 çorba kaşığı bal
- 2 diş ezilmiş sarımsak












 

Öncelikle tavuk kanatlarımızı bir güzel yıkıyoruz ve tüyü teleği kalmışsa ocağın üzerinde tütsülüyoruz. Bu işlemi mutlaka yapmanızı tavsiye ederim. Çünkü her ne kadar pakette tavuk alsak da son kontrolün bizim elimizden geçmesi gerekiyor..

Tütsüleme : En büyük ocak yakılır, tavuğun tüylü kısımları ateşin üzerinde gezdirilir. Zaten tüyler hemen yanacaktır. Fazla uzatmadan çabuk çabuk bu işlem bitirilir. Amaç sadece tüylerin yakılmasıdır. 
Burada yayınladığım fotoğraf tavuk kanadı fotoğrafı değil ancak sanırım nasıl bir işlemden bahsettiğime dair sizlere fikir verecektir.



Tütsüleme işleminden sonra, bir kasede zeytinyağı, tuz ve toz kırmızı biberi karıştırıyoruz.
Tavuk kanatlarını bu karışıma bulayıp fırın telinin üzerine diziyoruz ve 180 derecede önceden ısıtılmış fırında 25-30 dakika pişiriyoruz. (Fırın telinin altına mutlaka fırın tepsisi de koyalım ki tavuklar pişerken suları damlasa da fırınımız pislenmesin.)

Ayrı bir kasede barbekü sos, ketçap, bal ve sarımsağı iyice karıştırıyoruz. Fırından çıkan tavuk kanatlarını bu sosa batırıp yeniden fırın telinin üzerine diziyoruz. 5-10 dakika daha tavukların üzerindeki sos iyice renk alıncaya kadar pişiriyoruz ve fırından çıkarıyoruz.

Servis önerisi : Ekmek, bol soğanlı marullu salata ve bira.

NOT : Makarnalı veya pilavlı bir servis önerim yok, ben ne şekilde hazırlıyorsam o şekilde tarif etmek istedim. Afiyet olsun!   :)

27 Haziran 2016 Pazartesi

Cevizli Ev Baklavası


Herkese merhaba!

Bayram gelmeden önce sizlerle ev baklavası tarifimi de paylaşayım ki, ikramlarınızda sarmaya arkadaşlık etsin.. :)

Ama yapması da pişirmesi de uzun sürüyor, benden söylemesi. Ona göre ayarlayacaksınız artık zamanınızı. Denemek isteyenlere şimdiden kolay gelsin!

NOT: Tarifim 31 cm çapında tepsi ve 60 kat yufka içindir.  

Malzemeler:

* 1 yumurta
* 1 yumurtanın sarısı
* 1/2 çay bardağı süt
* 1/2 çay bardağı yoğurt
* 1 çay bardağı sıvı yağ
* 1 çay kaşığının ucunda tuz
* 1 yemek kaşığı sirke
* 250-300 gr mısır nişastası (sadece baklavayı açmak için kullanacağız)
* 1 paket hamur kabartma tozu
* 1 dolu kase ceviz içi
* Yaklaşık yarım kg un

Üzeri için:

* 250 gr tereyağı

Şerbeti için :

* 4 su bardağı şeker
* 3 su bardağı su
* Bir kaç damla limon suyu

Unu yoğurma kabınıza eleyerek dökünüz, ortasını açarak tüm malzemeyi ekleyiniz. (Mısır nişastası hariç)
Ele yapışmayan kıvama gelecek şekilde hamuru yoğurunuz.
Hazırladığınız hamuru 6 eşit bezeye ayırınız ( her biri yaklaşık 100 er gr kadar oluyor) ve bunları da 10 minik parçaya bölünüz. Toplamda 60 adet bezemiz olacak.

Minik parçaların her birini nişasta ile yaklaşık bir çay tabağı çapında açarak üst üste koyalım. Üst üste dizerken aralarına nişasta serpmeyi ihmal etmiyoruz. Açmış olduğunuz bezeler 10 tane olduğunda tezgaha mısır nişastası serpiyoruz ve bu 10 bezeyi üst üste getirip merdane yardımıyla tepsimizin çapı kadar açıyoruz.
Tepsimizi sıvı yağ ile yağlıyoruz ve bu ilk 10 adet bezeden açmış olduğumuz yufkayı tepsimize yayıyoruz.
10 tane beze tek seferde açıldığı için hepsi birbirine yapışacaktır, normaldir, sakın panik olmayın :)
Eğer yufkayı tepsinin çapından daha fazla açmışsak kenarlarını düzgün bir şekilde kesebilir ve bu parçaları da tepsiye koyabilirsiniz.
Bu şekilde ikinci 10'lu beze gurubunu da açıp, tek bir yufka haline getiriyoruz. İlk yufkanın üzerine seriyoruz.
2. ve 4. katların arasına bolca ceviz serpiyoruz.

6 katın tamamı da bitince keskin bir bıçakla baklavamızı dilimlere ayırıyoruz. Tereyağını kızdırıp tepsinin her yerine gelecek şekilde döküyoruz. (tereyağ tamamen eriyince içine minik bir ekmek parçası atınız, o ekmek parçası kızarmaya başladığında yağımız hazır demektir)

Önceden ısıtılmış fırında turbo/160 derecede 40-45 dakika kadar kontrollü olarak pişiriyoruz.

NOT: Tepsimizi önce fırının alt katına koyalım ve 15-20 dakika pişirelim. Baklavanın altı pişmiş görünüyorsa tepsiyi orta kata alabiliriz. Üstleri de iyice kızardıktan sonra baklavamız pişmiş demektir.


 Bu arada sakın unutmayalım. Bu fırın ısısı/süresi 60 kat yufka için geçerlidir. Daha az ya da daha çok sayıdaki yufkalar için pişme süresi değişkenlik gösterebilir.

Pişen baklavamızı soğumaya bırakıyoruz. İyice soğuduktan sonra şerbetini hazırlıyoruz:

Şerbet için şeker ve su bir tencereye konur, kaynamaya başladıktan sonra altı biraz kısılır bu şekilde de biraz daha kaynar. (25-30 dakika kadar) Ocaktan indirmeden önce bir kaç damla limon sıkılır.





Bu kaynar şerbeti soğuyan baklavanın üzerine döküyoruz ve şerbetin çekmesini bekliyoruz.
Şerbeti iyice çektikten sonra baklavamızı servis edebiliriz!

Ellerinize sağlık...:)










24 Haziran 2016 Cuma

Tel şehriye çorbası

Merhabalar,

Bugün sizlere bizim evde "Şifa veren hasta çorbası" olarak da bilinen ve çok sevdiğimiz bir çorba türünü, "Tel şehriye çorbası" nı tarif edeceğim. Terbiyeli olarak da yapılır. Ben her ikisini de burada anlatacağım, siz damak tadınıza hangisi uygunsa onu deneyin.
Önce çorbayı tarif edelim, aşağıya da terbiyesi için kullandığım malzemeleri yazacağım.

Malzemeler:

* 1 çay bardağı tel şehriye
* 1 litre su (bunun bir kısmı tavuk ya da et suyu olursa lezzeti çok güzel oluyor)
* 1 orta boy domates ya da 1 yemek kaşığı domates salçası
* 1 yemek kaşığı tereyağ + 2 yemek kaşığı zeytinyağı (zeytinyağı tercih etmezseniz hiç koymaya da bilirsiniz.)
* 1 adet yeşil sivri biber.
* 3-4 dal maydanoz
* Tuz ve servis için karabiber

Önce yağları ve salçayı kısık ateşte bir güzel karıştırıyoruz. Domates tercih edenler domatesi rendeleyip yağlarla karıştırabilirler.
Salça göz göz olmaya başlayınca üzerine 1 litre su ilave ediyoruz. (Bu suyun bir kısmı tavuk suyu ya da et suyu olabilir, çok güzel lezzet verir)
Su kaynadıktan sonra içine şehriyeleri ve doğranmış sivri biberleri atıyoruz. Maydanozu da minik minik doğrayıp çorbamıza ilave ediyoruz. Orta-kısık ateşte şehriyeler ve sivri biberler yumuşayana kadar pişiriyoruz; ocağı kapadıktan sonra da tuzunu ekiyoruz.

Çorbamız aslında bu şekilde servise hazır durumda ancak bu çorbayı terbiyeli olarak sevenler için şöyle bir güzellik yapıyorum:

1 yemek kaşığı un
2 yemek kaşığı yoğurt
1 adet yumurta

Bu üç malzemeyi derin bir kapta çok güzel çırpıyoruz ve iyice karışmasını sağlıyoruz.
Sonra çorbadan bir kepçe alıp bu karışımın üzerine döküyoruz ve hızlıca çırpmaya devam ediyoruz. Bu şekilde 3-4 kepçe daha ilave ederek karışımın ısısını yükseltiyoruz (bu işlemi yapmayıp, unlu karışımı direkt olarak çorbanın içine dökersek, unlar topak olur ve yumurtalar çorbaya karışmadan pişer.)
Yeteri kadar ısınan karışımı yavaş yavaş çorbanın içine döküyoruz ve çorbamızı tekrar güzelce karıştırıyoruz. Eğer karışımı ilave ettikten sonra çorbamızın kıvamı çok yoğunlaşırsa 1 fincan kadar sıcak su ilavesiyle sulandırmak mümkündür.

Şehriye çorbamız bu şekliyle de beğenilerinize sunulur...Afiyet olsun!



22 Haziran 2016 Çarşamba

Zeytinyağlı Yaprak Sarması


Günaydın!

Bu sabah uyandım ve dedim ki kendi kendime: Zeytinyağlı yaprak sarması tarifi vermeliyim....
Bizim buralarda adettendir, her bayram öncesi evlerde mutlaka zeytinyağlı yaprak sarması yapılır ve ev baklavasının yanında gelen misafirlere ikram edilir. Bu ikramın adına kısaca "Sarma" denir.
Ev baklavası hiç denemedim, onun tarifini ancak denedikten sonra verebilirim ama sarmam fena değildir yani...Hele bir de kızımın eli değmişse...:)

Malzemeler: 

* 2 su bardağı pirinç
* 1 su bardağı zeytinyağ
* 7-8 adet soğan
* 1 çorba kaşığı çam fıstığı 
* 2 çorba kaşığı kuş üzümü (tatlımsı bir tat verdiği için belki tercih etmeyebilirsiniz)
* 1/2 demet maydonoz
* 2 çay kaşığı kuru nane
* 2 çay kaşığı tuz
* 1 adet limon (suyunu kullanacağız)
* 1 çay kaşığı tarçın, yenibahar, şeker (ben yenibahar hiç kullanmıyorum, damak tadınıza göre siz değerlendirin)
* 500 gr salamura yaprak

Öncelikle yapraklarımızı bolca su ile iyice yıkayarak tuzundan arınmasını sağlıyoruz. Yıkadığımız yaprakları kaynar suya batırıyoruz ve 1 dakika kadar  bu suda bekletiyoruz sonra da kevgire alıyoruz ki suları süzülsün. (Sapları varsa onları da mutlaka koparıyoruz ama atmayalım çünkü daha sonra bunları tencerenin dibine dizeceğiz.)

Soğanları rondodan geçirerek maydonoz ve fıstıkla beraber zeytinyağında kavuruyoruz. Bu aşamada soğanların pembeleşmesi yeterli olacaktır.
Pirinçlerimizi beyaz suyu gidene kadar bolca yıkıyoruz ve soğanlara ekleyip bir kaç kere karıştırıyoruz. (Beyaz su gitmezse iç pilavımız lapa gibi olur ona göre!)

Karışımın üzerine 2 bardak sıcak su koyarak orta ateşte suyunu çekinceye kadar pişiriyoruz. 10-15 dakika kapağı kapalı şekilde, kendi buharında demlenmeye bırakıyoruz.
Bu işlemden sonra kalan tüm malzemeyi (nane, kuru üzüm, tarçın, yenibahar, karabiber, tuz, şeker, limon suyu) ilave edip, hepsini güzelce karıştırıyoruz.

Bu karışımı, hazırladığımız yaprakların içerisine koyup dikkatlice sarıyoruz. (Yapraklar çok büyük ise ortadan ikiye bölerek de kullanabilirsiniz, o zaman daha minik dolmalarınız olur)

Her bir yaprağın içine bir tatlı kaşığı kadar iç pilav yeterli olacaktır.





Tabanı geniş ama sığ bir tencerenin dibine kopardığımız sapları, yırtılmış yaprakları diziyoruz. Sonrada bunların üzerine sardığımız yapraklarımızı yerleştiriyoruz. Üzerlerine 2 bardak sıcak su ve yarım fincan zeytinyağı koyarak orta ateşye suyunu çekene kadar pişiriyoruz. Dolmalar pişerken dağılmasın diye üzerlerine bir yemek tabağı kapatabilirsiniz.

Pişen dolmalarımızı güzel bir tabağa alıp limon dilimleriyle süsleyerek servis ediyoruz.

Önemli not: Dolmanın ince sarılanı makbüldür! Peki ben sarabiliyor muyum? Hayır, henüz değil ama ince sarabildiğimde bu fotoğrafı değiştireceğimden emin olabilirsiniz....:)))   Afiyet olsun!












Zeytinyağlı Kabak

Merhabalar,

Bugün sizlere hafif mi hafif, sağlıklı mı sağlıklı çok da lezzetli bir yemek tarif edeceğim. Üstelik düdüklü tencerede de pişebilen bir yemek olduğu için fazla vaktinizi almayacaktır.

Malzemeler:

* 3 adet orta boy kabak
* 1 adet büyük boy domates
* 1 çorba kaşığı domates salçası (renk vermesini isterseniz ilave ediniz)
* 2 adet çarliston biber
* 1 adet büyük boy soğan
* 5-6 diş sarımsak
* Yaklaşık 1 çay bardağı kadar zeytinyağı
* Damak tadınıza göre tuz
* Süslemek için maydonoz


Öncelikle soğanı küp küp doğrayalım (rondodan da geçirebiliriz ancak ben tavsiye etmiyorum bu sefer) ve zeytinyağı ile sararana kadar kavuralım. Arzu edilirse bu aşamada soğanlar biraz sarardıktan sonra salça da ilave edilebilir.
Bu arada, kabakları ve domatesi küp küp doğrayalım; çarliston biberleri de ince ince kıyalım. Malzemeyi tenceremize alalım. En sona da sarımsakları rendeleyip bu karışımın üzerine ilave edelim. Hepsini güzelce karıştıralım ve hiç su eklemeden tencerenin kapağını kapatıp orta / kısık ateşte pişmeye bırakalım.
Kabaklar zaten suyunu salacağı için ekstradan su ilavesine gerek kalmayacaktır ama yine de siz arada bir bakarsınız. Eğer suyu az gibi gelirse, yarım kahve fincanı kadar sıcak su ilave yapmanız yeterli olacaktır.
Tuzunu ise yemeğiniz piştikten sonra ekleyebilirsiniz. Bu şekilde çok daha sağlıklı olduğu söyleniyor.

Servis için sarımsaklı yoğurt da öneriyorum, gerçekten çok yakışıyor.

Benim gibi düdüklü tencere kullanmayı tercih edenler :

Malzemenin tamamını doğrayıp çiğ olarak düdüklüye atıyorsunuz, içine zeytinyağını da ilave edip tencerenin kapağını kapatıyorsunuz. Orta ateşte pişirmeye başlıyorsunuz. Tencereden tıssssss sesi gelmeye başlayınca düdüğünü indirip ocağı iyice kısıyorsunuz ve bu şekilde 15 dk kadar pişiriyorsunuz. Sonrasında tencerenin kapağını açıp yemeğin kıvamını kontrol edebilirsiniz. Bence olmuştur ama içinize sinmezse kapağını kapatıp 5 dakika daha pişebilirsiniz.

Şimdiden afiyet olsun! :)

20 Haziran 2016 Pazartesi

Fondon (Anneannemin tarifi)


Merhabalar,

Bugün sizlerle benim için çok çok özel olan bir tarif paylaşacağım.
Bu tarif anneannemin tarifiydi ve torunlarının hepsinin doğum günlerinde illaki bu fondonlardan yapardı...
Ben de şimdi kızımın her doğum gününde mutlaka yapıyorum. Anneannemin yaptıkları kadar lezzetli mi bilmem ama kızımın en sevdiği tatlı atıştırmalık olduğunu söyleyebilirim..:)


Malzemeler: 

2 sıra bisküvi
1 çay bardağı pudra şekeri
1 paket margarin
1 yumurta
2 tepeleme çorba kaşığı kakao
2 çorba kaşığı kırılmış fındık (2 kaşık Nutella da olabilir, neden olmasın?)  :)
Süslemek için 1 paket toz hindistan cevizi ve/veya 1 paket pasta süsü

İlk önce margarinin tamamını orta boy bir sahanda eritiyoruz ve soğumaya bırakıyoruz. Margarin soğurken, bisküvilerimizi rondodan çekip derin bir kaba aktarıyoruz. Bu bisküvilerin üzerine 1 çay bardağı pudra şekerini döküyoruz, fındıkları ilave ediyoruz ve 3 malzemeyi iyice birbirine karıştırıyoruz.

Soğumaya bıraktığımız margarinin ısısını kontrol ederek içine 1 yumurta kırıyoruz. (Çok sıcak margarinin içine yumurta kırarsak bu sefer yumurta pişer. Böyle olmaması için eriyik haldeki margarinin biraz soğumuş olması gerekiyor)
Erittiğimiz margarini ve yumurtayı iyice çırpıyoruz ve üzerine 2 kaşık kakao döküyoruz; çırpmaya devam ediyoruz. (Eğer fındık değil de Nutella kullanmak istersek bu aşamada 2 kaşık da Nutella ekleyebilirsiniz)

Kakaolu karışımı bisküvilerin üzerine döküyoruz. Bu iki karışımı özdeşleştirmek için bir güzel yoğuruyoruz.

Meydana gelen kakaolu hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp elimizde yuvarlıyoruz ve hindistan cevizine (ya da renkli pasta süslerine) bulayarak servis tabağına alıyoruz.

 Dilerseniz renkli kürdanlarla servis yaparak sofranızı canlandıra bilirsiniz.

Afiyet olsun!




17 Haziran 2016 Cuma

Fırında Sebzeli Misket Köfte


Merhabalar,

Bugün sizlere nefis bir yemek tarif edeceğim. Bu yemeği iftar sofralarınız için de pişirebilirsiniz. Hem çok lezzetli hem de rengarenk bir yemek. Yapması da yemesi de keyifli!

Malzemeler: (Bu ölçülerle 1 fırın tepsisi kadar pişirebiliyorsunuz)

Köfte malzemeleri:
* 500 gr. kıyma
* Köfte harcı
* 1/2 çay bardağı su

NOT: Köfte harcı kullanmak istemeyenler kıymaya 1 orta boy soğan + 1 tatlı kaşığı kimyon + 2 diş sarımsak + 1/2 tatlı kaşığı toz karabiber + 2 dilim bayat ekmek + 1 çay kaşığı tuz ilave ederek de yoğurabilirler.

Sebze malzemeleri:
* 3 adet patates
* 3 adet kabak
* 3 adet patlıcan
* 3 adet kırmızı biber
* 3 adet sivri biber
* 3 adet çarliston biber
* 3 adet havuç
* 3 adet soğan
* 5 diş sarımsak
* 2 su bardağı haşlanmış bezelye

* 1 er tatlı kaşığı karabiber , kimyon, pul biber
* 1 er yemek kaşığı domates ve biber salçası

* Kızartmak için sıvı yağ (zeytinyağı da tercih edebilirsiniz)
* Biberleri sotelemek için 1/2 çay bardağı sıvı yağ
* Tuz ve 3 su bardağı su

Bu yemeği pişirmek için gereken malzemelere baktığınızda, uzuuuun bir süre mutfaktan çıkamayacağınızı anlamış olmalısınız. İşte bu nedenle benim size tavsiyem, bu yemeği çok boş bir zamanınıza denk getirin. Asla aceleye gelmeyen bir yemektir bu. (Az kızartırsınız, bir şeye benzemez, farkında olmadan yakarsınız, ziyan olur..her şey olur yani) Ya da bir kaç gün önceden kızartma işlemlerini yapıp derin dondurucuya atarsınız; pişireceğiniz gün malzemeleri birleştirir fırınlarsınız. İçinize nasıl sinerse, vaktinize göre nasıl isterseniz...

Öncelikle patlacanları alacalı soyalım, küp küp doğrayıp tuzlu suya atalım. Acı suyu çıksın iyice.
Köfte malzemelerini yoğuralım, misket şekli verelim ve dinlenmeye bırakalım.
Soğanları halka halka, biberleri de ince ince doğrayarak sotelenmeleri için hazırlayalım.
Bir tavaya (teflon olmasını öneririm) 1/2 çay bardağı sıvı yağ koyup kızdıralım, üzerine doğranmış soğan ve sarımsakları ekleyerek kavuralım. Salçaları ve baharatları da ilave ederek 2 dakika daha karıştıralım.
Üzerlerine biberleri ekleyerek sotelemeye devam edelim. Pişen biberlerin üzerine bezelye, tuz ve su da ilave edilerek kaynayana kadar pişirelim.

Daha sonra sırasıyla doğranmış patates, kabak, patlıcan, köfte ve havucu kızartıp yağlarını süzdürdükten sonra fırın tepsisine koyalım. Bezelyeli ve biberli karışımı da kızartmaların üzerlerine ekleyerek karıştırıp,180 derecelik fırında 15 dakika kadar pişirelim.

Servis önerisi : Fırına vermeden önce sebzelerin üzerine kaşar peyniri rendesi de serpiştirilebilir. Kaşarların üzeri kızarınca yemek pişmiş demektir, şimdiden afiyet olsun! :)





15 Haziran 2016 Çarşamba

Paçanga Böreği

Merhabalar,

Bugünkü tarifim "Ara sıcak" olarak da tabir edilen ve özellikle de Türk kadınlarının "Gün ikramı" olarak misafirlerine sunmayı tercih ettiği bir lezzet...Paçanga böreği.

Bu börek, ihtiva ettiği malzemeler açısından biraz masraflıdır. O nedenle sofralarımızın vazgeçilmez lezzeti filan diyemiycem ama yine de herkesin arşivinde bulunmasını isterim..:)

8 kişilik tarif için Malzemeler:

* 6 adet yufka
* 300 gr pastırma
* 400 gr rende kaşar peyniri
* 2 adet orta boy domates
* 2 adet çarliston biber
* Kızartmak için sıvı yağ

Öncelikle her bir yufkayı 4 e bölüyoruz.
Pastırmaları ince ince dilimliyoruz, küçük küçük doğradığımız biber ve domateslerle beraber tavada 2-3 dakika soteliyoruz. (İsterseniz malzemeleri çiğ olarak da koyabilirsiniz ama ben şahsen tercih etmiyorum. Bu şekilde daha sağlıklı olacağını düşünüyorum.)
Sotemiz soğuduktan sonra içine rendelenmiş kaşarı ilave ediyoruz. Artık böreğin iç malzemesi hazır durumda!
Şimdi bu karışımı yufkalarımıza eşit biçimde dağıtalım ve yufkalarımızı kalın bir sigara böreği şeklinde saralım.
Tüm yufkalar bitene kadar bu işleme devam edelim.
Sarılı haldeki yufkalarımızı kızgın yağa atarak altlı üstlü kızartalım ve soğumadan ikiye bölerek servis edelim.


"Ben kızartma sevmiyorum, böreğimi fırında pişiririm!" diyenler:

Yufkalara börek içini dağıtmadan önce her bir yufkaya yumurta fırçası ile 1 çay bardağı süt + 2 çorba kaşığı zeytinyağı karışımını sürelim. Bu yufkaların içine pastırmalı soteyi koyalım ve yine kalın sigara böreği gibi saralım.
Üzerlerine yumurta sarısı sürüp, biraz da susam serpiştirerek fırına verelim.
Turbo fırında 200 derecede börekler kızarana kadar pişirelim.

NOT: Bu süreç için tam dakika veremiyorum çünkü her fırının pişirme süresi değişlik gösterebiliyor. Biz yine en iyisi "börekler kızarana kadar" diyelim. sonuçta iç malzeme zaten pişmiş olduğundan, böreğin fırından çiğ çıkması gibi bir ihtimal söz konusu olmayacaktır.)



Şimdiden elinize sağlık, Afiyet olsun..:)

14 Haziran 2016 Salı

Fellah Köftesi


Merhabalar!

Bugün sizlere yapımı çok  pratik olmayan ama Güney Anadolu mutfağının vazgeçilmez lezzetleri arasında yer alan Fellah Köftesi'ni tarif edeceğim.

Bu tarifi 6 kişilik gibi düşünebilirsiniz.

Köftesi için malzemeler:

* 1,5 su bardağı köftelik bulgur
* 1 tatlı kaşığı toz kimyon
* 2 litre su
* 1 tatlı kaşığı kırmızı pul biber
* 1 çorba kaşığı domates salçası
* 1 çorba kaşığı biber salçası
* Zeytinyağı
* 1 kahve fincanı un
* 1 yumurta akı
* Tuz

Sosu için malzemeler:

* 1 kahve fincanı zeytinyağı
* 3-4 diş sarımsak (incecik kıyalım ya da rendeleyelim)
* 1 çorba kaşığı biber salçası
* 1 çorba kaşığı domates salçası

Şimdi ilk iş olarak bulguru çukur bir kaba aktarıyoruz. Üzerine kimyon, pul biber ve salçaları ekliyoruz.
Bunları karıştırarak üzerlerini geçecek kadar sıcak su ilave ediyoruz ve bu şekilde 15 dakika bekletiyoruz.
Bulgur yumuşayınca karışımı iyice yoğuruyoruz. Unu ve yumurta akını da ekleyerek yoğurmaya devam ediyoruz.
Geniş bir tencereye 2 lt su koyup kaynatmaya başlıyoruz. Bu arada, yoğurduğumuz karışımdan yarım ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp avucumuzun içinde yuvarlıyoruz. (ara sıra elimizi soğuk suya batıralım ki yuvarlama sırasında bulgurlar elimize yapışıp kalmasın)
Üzerlerine de serçe parmağımızla hafifçe bastırarak minik çukurlar oluşturuyoruz.
Biz köfteleri yuvarlayana kadar su da kaynamıştır artık. Bu suya 1 tatlı kaşığı tuz ve bir yemek kaşığı zeytinyağı ilave edip bir kaç taşım daha kaynatıyoruz sonra da hazırladığımız köfteleri dikkatlice suyun içine bırakıyoruz. Sakın ola ki köfteleri suya patır kütür atmayın! Suya düştükleri gibi birbirlerine yapışıp kalırlar, ayırmak isterken de dağılıp giderler. Mümkünse teker teker aralıklı bir biçimde tencereye bırakın.
Köfteleri 5-6 dakika kaynatıp süzgeçli geniş bir kepçe ile sudan çıkarıyoruz. Suları iyice süzülsün.
Sonra da köftelerimizi servis yapacağımız tabağa alıyoruz.

Sıra geldi sosunun hazırlanmasına...

Köfteler servis tabağında dursun, biz zeytinyağını ısıtıp içine kıyılmış sarmısakları atalım ve biraz kavrulmalarını sağlayalım. Salçaları da ekleyerek sosumuzu bir kaç dakika  pişirelim.

Bu sosu, servis tabağında bekleyen köftelerin üzerine dökelim ve maydonozla bir güzel süsleyerek servis edelim.


Afiyet olsun!

NOT: Acı bir ikramdır. Acı sevmeyenler pul biber kısmını atlayabilirler..;)

 






12 Haziran 2016 Pazar

Mercimek Çorbası


Herkese merhaba!

Bugün sizlere sofralarımızın vazgeçilmezi olan çorbalardan birini, mercimek çorbasını anlatacağım.

Bu çorbanın yapılışı kişiden kişiye o kadar çok değişiyor ki, herkesin mutlaka ilave edecek ya da çıkaracak bir şeyleri oluyor...:)  Bu nedenle şimdi ben kendi pişirdiğim çorbanın tarifini yazayım, siz istediğinizi ilave edip çıkarmakta özgürsünüz!

4-6 kişilik çorba için gereken malzemeler: 

* 1 su bardağı kırmızı mercimek
* 6 su bardağı su (kemik suyu ya da tavuk suyu vs..varsa mutlaka bu çorba için kullanın, ziyan etmeyin)
* 1 orta boy soğan
* 1/2 patates
* 1/2 havuç
* 4-5 çorba kaşığı tereyağı
* 2 çorba kaşığı un
* Tuz



Öncelikle mercimekleri sudan geçirip tencereye alalım.
Havucu, soğanı ve patatesi küçük küçük doğrayarak  (havucu rondodan da geçirebilirsiniz) mercimeklere ekleyelim.
Sonra bu 4 malzemeye suyu da ilave edelim; Hepsini bir güzel kaynatalım.
Çorba kaynamaya başlayınca ocağın altını kısalım ve pişmeye bırakalım ki, havuçlar ve patatesler de yumuşasınlar. Bir süre bu şekilde ara sıra karıştırarak pişirelim. Zaten yaklaşık 10 dk. içinde tüm malzemeler yumuşamış oluyor.

Çorbamız piştikten sonra ocağın altını kapıyoruz ve tuz ilavemizi yapıyoruz.
Sonra blenderi elimize alıyoruz ve başlıyoruz çorbamızı ezmeye.

Aslında ben de biliyorum bu tarifteki malzemenin tel süzgeçten kaşık yardımıyla geçirildiğini ama böyle yapmaya her zaman vakit bulamıyorum! Eğer sizin de vaktiniz darsa ya da "ben uğraşamam öyle süzgeçle filan" diyenlerdenseniz (olabilir, ayıp değil) hiç bir pişmanlık duymadan blenderinizi kullanınız. Eleştirenler olacaktır, "Asla yerini tutmaz" diyeceklerdir. Olsun! Herkesin yemek pişirmek için geniş zamanı olmayabilir. Neyin en pratik olduğunu düşünüyorsanız, içinize nasıl siniyorsa onu yapın. Nasıl olsa her şekilde çok lezzetli oluyor, keyfini çıkarın!

Tüm bunlar olup bittikten sonra küçük bir kapta tereyağımızı eritelim ve terayağ erirken unu ilave edelim. Un topak olmasın diye mutlaka yumurta çırpıcı kullanalım. Mis gibi tereyağ kokusu çıkana kadar karıştıralım.
Sonra bu karışımı çorbanın üzerine ilave edelim, yine çırpıcıyla iyice karıştıralım. Eğer çorbanın çok koyu kıvamlı olduğunu düşünüyorsanız 1/4 su bardağı kadar kaynar su ilave ederek biraz sulandırabilirsiniz.

Çorbamız aslında bu şekliyle servise hazır fakat "Süslemesiz olmaaaaz!" diyenler için:

Toz kırmızı biber + ufalanmış bayat ekmek + terayağ üçlüsüyle çorbanızı gayet güzel dekore edebilirsiniz.

Bu aşamada, tereyağını eritip kısık ateşte iyice köpük köpük olmasını bekliyoruz. Sonra üzerine 1 çay kaşığı toz kırmızı biber ve biraz da ufalanmış ekmek ilave ediyoruz. ( kızdırdığınız tereyağın miktarına göre ekmeği göz kararı ayarlayabilirsiniz.) Ekmekler de biraz kızarınca ocaktan alıp çorbamızı süslüyoruz.
Limon ya da sirke ile servis edip; Afiyetle içiyoruz.

Benim mercimek çorbası hakkında söyleyebileceklerim bu kadar,
Şimdiden emeğinize sağlık!  :)





9 Haziran 2016 Perşembe

Zeytinyağlı Nar Ekşili Kuru Biber Dolması


Merhabalar!

Bugün sizlerle benim en iddialı olduğum tariflerden birini paylaşacağım.
İlk kez yaptığımda tam bir hüsrana uğramıştım ama sonrasında anladım ki önemli olan sadece pişirme tekniği değil! Satın alınan kuru biberin kalitesi de çok iyi olmalı. Bunun için üzülmekten vazgeçmiş ve tekrar biber alarak bir daha pişirmiştim. İşte şimdi vereceğim tarif benim en son pişirdiğim dolmanın tarifidir...

Yapımı biraz zaman alır ama tarifi o kadar kolay verdim ki, hemen denemek isteyeceksiniz. Şimdiden herkese kolay gelsin..!

Malzemeler:

* Kuru dolmalık biber (kaç adet yapmak isterseniz. Ben 15 biber kullandım)
* Biber sayısı kadar yemek kaşığı pirinç (15 adet biber için 15 yemek kaşığı pirinç)
* 1 adet büyük boy soğan
* 3 diş sarımsak
* 2 yemek kaşığı biber salçası (acı sevenler acılı salça kullansın)
* 2 tatlı kaşığı kuru nane
* 2 adet kesme şeker
* 5 yemek kaşığı nar ekşisi (3 yk. pilavın içine, 2 yk. dolmaların üzerine)
* Yarım çay bardağı zeytinyağı
* Tuz

NOT : Bursalılar bilirler. Kapalıçarşı' nın oralarda açık bir pazar vardır hani... Baharatçılar, peynirciler vardır orada karşılıklı...Baharatçılar tarafından girişte, sol sıradaki ikinci baharatçıdan aldım kuru biberlerimi. Acı olduğunu söyledi satıcı, ben de severim acılı yemekleri, hemen aldım. Yolunuz düşerse kuru biberlerinizi buradan alın derim. Lezzeti inanılmaz güzel...

 Evet, şimdi sıra yapılışına geldi...Önce güzel bir müzik açın, şöyle hareketli olsun ya da eğlenceli bir radyo programı filan olsun...Keyifli gelsin yani size yemek pişirmek, mutlu olun istiyorum! Öyle sırf yemek pişirmiş olmak için...Yani inanın denemeye değmez! :))

Şimdi öncelikle kuru biberleri güzelce yıkayıp üzerlerini geçecek kadar su ilavesiyle haşlıyoruz. (çok diri ya da çok yumuşak olmasınlar, yaklaşık 15 dk kaynatmak yeterli olacaktır)
Haşlanan kuru biberleri soğuk suya tutuyoruz ve sonrada tel süzgece alarak suyunu süzüyoruz.


Diğer yanda kuru soğanı incecik yemeklik doğruyoruz (bunu rondo kullanarak da yapabiliriz) ve tencereye alıyoruz.
Sarımsakları minik minik doğrayıp (ya da rendeleyip) soğanlara ilave ediyoruz ve zeytinyağı ile kavuruyoruz.
Pirinçlerimizi de güzelce yıkadıktan sonra onları da bu karışıma ekleyip biraz kavuruyoruz.
Ardından salçayı ilave edip bir süre daha karıştırıyoruz.
Tuz, şeker ve 3 kaşık nar ekşisini de ilave edip onları da karıştırıyoruz.
Bu pirinçli karışımın üzerini geçecek kadar kaynar su ekleyip kısık ateşte dolma içini pişiriyoruz.
Ocağın altını kapatınca da kuru naneyi ekleyip hafifçe karıştırıp, üzerini örterek dolma içini demlenmeye bırakıyoruz.

NOT: Pilav demlemek için ben genellikle kağıt havlu kullanıyorum. Siz eğer kurulama bezi vs. kullanacaksanız mümkünse deterjan kokmasın, yoksa bu koku bütün pilavınıza siner)

Dolma içi soğuduktan sonra haşlanmış kuru biberlerimizi dolduruyoruz (biberleri bir parmak eksik olacak şekilde doldurmaya özen gösteriyoruz) ve dolmaları tenceremize tek sıra halinde, dik bir şekilde diziyoruz.
Dolmaların yarısına gelecek kadar kaynar su ve iki yemek kaşığı daha nar ekşisi ekledikten sonra dolmaları orta-kısık ateşte pişiriyoruz. Bunun için sizlere kesin bir süre veremiyorum çünkü ara sıra suyunu çekip çekmediğine bakarak anlayacağız pişip pişmediğini.
Pişen yemeğimizi bir servis tabağına alıp biraz soğuttuktan sonra servis yapıyoruz.

 Süslemek için ben genellikle maydanoz ve limon kullanıyorum. Sizler de hayal gücünüze göre neyi yakıştırıyorsanız o şekilde süsleyin...

Afiyet olsun...:)



















8 Haziran 2016 Çarşamba

Kağıtta Levrek


Merhaba!
 
Bugün de sizlere - mevsimi olmasa da - kağıtta levreği nasıl pişirdiğimizi! anlatacağım. Pişirdiğimizi diyorum çünkü biz bu balığı hep kızımla pişiririz! :)
 
 Tek bir levrek için veriyorum tarifi, siz pişireceğiniz levrek adedine göre tarifi düzenlersiniz.

Kağıtta Levrek için gerekenler:

* 1 adet levrek
* 1/4 soğan (orta ya da en küçük boy soğanın çeyreği)
* 2-3 adet cherry domates
* 1 çorba kaşığı zeytinyağı
* 1 tatlı kaşığından az tereyağ
* 1/4 limon
* Yağlı pişirme kağıdı (her biri bir adet balığı tamamen paket yapacak büyüklükte kesilmiş olmalı)

Önce balıkların pulları temizlenmemişse onları bir güzel temizliyoruz ve balıklarımızı yıkıyoruz. 

Ardından tepsimizin üzerine yağlı kağıdı seriyoruz ve zeytinyağı ile buluyoruz.

Sonrasında balığımız alıyoruz ve bu kağıttaki zeytinyağı ile biraz da balığımızı ovalıyoruz.

Bu işlem tamamlandıktan sonra 

Soğanları hilal şeklinde keserek balığın üst kısmına serpiştiriyoruz. 

Aynı şekilde cherry domatesleri de 4 e bölüp balığın etrafına koyuyoruz ve en sonunda limonları da yarım ay şeklinde incecik kesip balığın üzerine yerleştiriyoruz.

Şimdi balığımızı bir güzel paketliyoruz. Kenarları açılır diye endişe edenler tel zımba
ile zımbalayabilir ama iki ucunu alta kıvırdığınızda güvenli bir şekilde hiç açılmadan pişebiliyor, merak etmeyin..:)

Evet, artık balığımız pişmeye hazır!

Fırınımızı turbo/200 dereceye ayarlayıp yaklaşık 25 dakika süre ile balığımızı pişiriyoruz.

Pişen balığımızı kağıdında servis ediyoruz. (Yanına bol yeşillikli salata yapmayı sakın unutmayın!)
 
NOT: Balığa farklı lezzetleri karıştırmak istemeyenler sadece biraz limon ve zeytinyağı ile de pişirebilir. 

Ayrıca, çok daha zengin tariflerle de pişirmek mümkündür ( havuç, bezelye ilavesi vb, üzerine kaşar rendesi vb...) ancak ben kendi pişirdiğimiz şekliyle anlatmak istediğim için bu tarifi verdim. Her şey kişinin kendi damak tadında bitiyor aslında...

Ağzınızın tadı hiç bozulmasın! Sevgilerimle...
 

 

 

 


 

Yoğurt Çorbası


Herkese merhaba,

Çorba ile ilgili görüşlerimi yazmadan önce sizlerle Ahmet Rasim'in "Çorba" şiirinden bir dörtlük paylaşmak istiyorum..Çorbaya şiir yazıldığını hiç duymamıştım, ben de araştırınca öğrendim.

"Kana kuvvet göze fer batna cilâdır çorba
İllet-i cû'a deva mahz-ı gıdâdır çorba
Sağlara, hastalara ayni şifâdır çorba
Ağniya dostu, muhibb-i fukarâdır çorba
Hâsılı hâhiş ile ekle sezâdır çorba."

Uzun lafın kısası, çorba akşam yemeklerimin vazgeçilmezidir. Hiç bir şey olmasın ama soframda bir kase çorbam bir de salatam olsun yeter...Hem çok sağlıklı hem de çok besleyici ve doyurucu olduğundan, özellikle diyet yapan herkesin öğününde mutlaka çorba olması gerekir.
Sonra, yapımı da çok eğlencelidir, yaratıcılığınızı arttırır. Damak tadına göre envai çeşidini pişirebilirsiniz. Evde artan ne varsa hepsinden gayet lezzetli çorbalar olabilir. (Ekşi yoğurttan yoğurt çorbası, kalmış pilavdan pirinç çorbası, mantıdan artan suya şehriye çorbası vb...)

Şimdi ben bu yazımda sizlere, içmeyi özellikle yaz aylarında tercih ettiğim ve ılık olarak da servis edilebilen "Yoğurt Çorbası" nı nasıl pişirdiğimi tarif edeceğim:

4 kişilik tarif için gereken malzemeler:

* 2 su bardağı yoğurt
* 1 çay bardağı pirinç
* 6 bardak kaynamış su
* 2 çorba kaşığı yemeklik (tuzlu) tereyağ 
* 1 çorba kaşığı kuru nane
* Damak tadına göre tuz

Öncelikle pirinci beyaz suyu gidene kadar çok güzel yıkıyoruz.
Küçük yada orta boy bir tencerenin içine 2 su bardağı yoğurdu ve pirinci koyup, kaynayana kadar karıştırarak pişiriyoruz.
(Bunları kaynatmadan suyu eklersek yoğurt kesilebilir o nedenle önce bu işlemi yapmamız gerekiyor.)
Ardından kaynar suyumuzu yavaş yavaş ekleyerek karıştırıyoruz. Pirinçler uzayıp yumuşayana kadar çorbamızın kısığa yakın orta ateşte pişmesini sağlıyoruz. Ara sıra karıştırıyoruz ki dibi tutmasın.
Küçük bir tavada tereyağını eritip içine kuru naneyi atıyoruz. Naneler fazla yanmasın tabii, dikkat ediyoruz bu aşamada.

Çorba pişince (Bakıyoruz, pirinçler yumuşamış mı? Boyları uzamış mı?) ocağın altını kapıyoruz, istenilen ölçüde tuz ilave ediyoruz (tereyağda tuzlu olduğu için bence fazla ilave etmeyin) En sonunda da tereyağlı ve naneli karışımı çorbaya ilave edip, bir güzel karıştırıyoruz.

NOT : Bu karışım servis sırasında ayrı olarak da sunulabilir.



Evet, çorbanız artık içmeye hazır! Pişirmesi son derece pratik olan bu çorba ile yemeklerinize lezzetli bir başlangıç yapabilirsiniz...Afiyet olsun...

7 Haziran 2016 Salı

Sarımsaklı Mantar Sote


Merhabalar!

Bugün sizlere çok sevdiğim ve fırsat buldukça pişirmeye çalıştığım bir yemeği tarif etmek istiyorum.
Ana yemek olarak da tercih edebilirsiniz, ara sıcak olarak da...Her şekilde lezzetiyle sofralarınızı süsleyecektir.




3-4 kişilik tarif için malzemeler :  

* 1 kavanoz mantar konservesi (500-600 gr civarında) 
* 9-10 diş sarımsak (irice olursa çok daha iyi olur)
* 1 yemek kaşığı tereyağı (istenirse sıvı yağ ilavesi)
* Kırmızı biber, kekik, tuz (baharat olarak benim tercihim böyle ama siz mantara ne yakıştırırsanız onu ilave edin)

Öncelikle 10 diş sarımsağı soyuyoruz ve her birini 2 ya da 3 parçaya bölüyoruz.
Mantarları da bol suyla sıkadıktan sonra büyüklüklerine göre 2 ya da 4 parçaya bölüyoruz.

Yağlarımızı tavaya koyup sarımsakları atıyoruz ve biraz kavrulana kadar karıştırıyoruz. (Ben bu gibi durumlarda tereyağı ve zeytin yağını karıştırmayı tercih ediyorum)

Sarımsaklar kokusunu salmaya başlayınca (hemen kavruldukları için dikkatli olalım, ocağın başından ayrılmak hiç doğru değil) mantarları ilave ediyoruz.

Mantar suyunu salmasın diye tavanın kapağını kapatmadan yüksek ateşte hızlıca karıştırıyoruz.

Sonra kısık ateşe alarak içine kırmızı biber, tuz ve kekik ilavesi yapıyoruz. Bu şekilde de 5 dakika daha kavurup ocaktan alıyoruz.

Sıcak olarak servis edilen bu yemeğin yanına şehriyeli pilav çok yakışıyor, benden size servis önerisi :)

Bu arada, pilav tariflerimi de ilerleyen günlerde "Karbonhidratlar" başlığı altında yayınlayacağım.

Şimdiden afiyet olsun...